Blow Up: Kavunu Gördüm
02/01/2017
Performative exhibition / SALT Galata, 20-23 April 2017 Performatif sergi / SALT Galata, 20-23 Nisan 2017 Actants // Eyleyenler: Aslı Narin, Didem Erk, Elif Süsler, Şafak Çatalbaş
Kavun bütün zamanlara tanıklık eder. Gündeliğin şimdiliğini geniş zamana açar. Bütün zamanların aynı anda var olduğunu hayal eder. Ütopik/distopik bir şimdidir onun hikayesi. Yüzlerce çekirdeğini mekana yayar, üç odaya dört sanatçı düşer. Elif Süsler, gündelik hayatın bir kahramanlık hikayesine dönüşme olasılığından yola çıkar. İki boyutlu düzlem gittikçe bulanıklaşır. Birbirine paralel ilerleyen hayatlar bütünde kaybolmaz, ama ne kadar büyür? Mekan bir kurgu haritasına dönüşür. Birbirinden habersiz bulanık karakterler giderek birbirlerine bağlanırlar. Çoklu bir mekan ve zamanı barındıran bir olay örgüsü mekanı kaplar. Kurgudaki kopuklukları tamamlamak içinse eyleyen devreye girer, kavunun gördüğü kahramanları taklit ederek örgüyü tamamlar. İki nokta arasındaki en uzun ve en kısa mesafe, iki hikaye, iyi ve kötü, yalnız ve beraber, orada ve burada. Şafak Çatalbaş şehirde bir kavunla birlikte gezmektedir; evcilleştirilen tohumların en eskilerinden olan yol arkadaşının tüm zamanlar boyunca sınırsızca topladığı seslerden ayırt edebildiklerinin kaydını tutmaktadır. Durum her neyse acildir, zaman şimdidir. Rastlantısal bir veri akışında, parçalı-kusurlu bilgilerin ve belleğin performatif doğasının yardımıyla başka diyalogların tohumları atılır. Tohum ebedi, hareket sürekli, mevcudiyet el yakıyor: Gündelik hayatın akışı içinde başka bir akışı görünür kılmak mümkün mü, ya da Babil Kulesi’nden atlayan kavunların torunları şahit sayılır mı hala, sessizliğin zamanından çalınan konuşmalarla bir avuç dolar alınır mı? Canlılık zincirine kaynak yaparak bütün bilgiye, çekirdeğin bilgisine ulaşılabilir mi, bir anlığına da olsa? Kavun, bir grup insan tarafından elden ele dolaştırılarak ne kadar yol katedebilecek, bunca yıl biriktirdiği sesleri neye dönüştürecek, sessizlik mi yoksa hareket mi bilgiyi üretecek? An be an değişen duyumlar, sergi mekanında izlenebilecek mi? Didem Erk’in masasında ise boş bir beyaz sayfa herşeye dönüşmeye hazırdır. Bedenini kalem olarak gören Erk’in sayfalarına zamanla harfler dolmaya başlar, “Bir Rüyanın Sonu” İstanbul’da değişmiş olan mekanlara ve İstanbul’u terk etmiş insanlara gönderilmek üzere hazırdır. -Sevgili Serkildoryan, Sevgili Kelebek Korse, Sevgili Libraire de Péra-mektuplar masanın üzerinde, sözcüklerin izlerinin olduğu siyah karbon kağıtları da duvarda birikmeye başlar. Mektupların göndereni, alıcısı ve adresi noksandır. Sadece zarfın üzerinde geçmiş ve gelecekten tarihler bulunmaktadır. Yazar masada yazdığı mektupları belli aralıklarla mekana okumaktadır, şehirden kavunun topladığı fısıltılar performatif bir bilinç akışı ile önce harflere sonra seslere dönüşmeye açıktır. Mekanın sesi ve zihinsel mekan arasında gel-gitler yaşanır. Aslı Narin, kavunun ve sanatçı arkadaşlarının kavun ile beraber geçmişte ve şimdide tanık olduklarını ele alarak geleceğe yeni bir kavun fikri bırakma görevini üstleniyor. İnsanların tek bir dünya hayalinin yavaş yavaş çöküyor olması, göçmek için yeni gezegenler aramaları, yapay zeka ile süper-insan yaratma çabaları bu kavunun planlarında yer alacak mı? Aslı, geleceğin kavununun planını Şafak, Elif ve Didem’in topladıkları ile bir sanatçı kitabına dönüştürürken bir yandan da kavun çekirdeklerinin seslerinden geleceğe yollanmak üzere yeni bir ses kompozisyonu üretecek.
“Blow Up: Kavunu Gördüm” / Kör Kavunun Rüyası (Dream of the Blind Melon) / Performans, 4. gün