Ortak Eylem Aygıtı: Hasköy / Co-action Device: Hasköy

12/07/2022

RitmoDans1_600x600

Ortak Eylem Aygıtı: Hasköy, 1-2-3 Temmuz 2022, Hasköy Parkı, İstanbul.

Hakhakhakhak Evrensessel Ritmo-Dans Mevzuatı: Bolbol Arazi!
Şafak Çatalbaş
Atölye & Kolektif Performanslar

// Photo Credit: Nazlı Erdemirel //

Co-action Device: Hasköy, 1-2-3 July, Hasköy Park, Istanbul

Rightrightrightright Universatile Ritmo-Dance Legislation: Estates Galore!
Şafak Çatalbaş 
Workshop & Collective Performances

haskoy_afis_tr_600x600

Ortak Eylem Aygıtı: Hasköy
1-2-3 Temmuz Hasköy Parkı
Atölye & Performanslar

Ortak Eylem Aygıtı: Hasköy gönüllülerin katılımıyla birlikte Biz olmanın farklı formlarını deneyimlemeyi amaçlayan katılımcı bir sanat projesidir. Hasköy sahilde gerçekleştirilecek atölye ve performanslar serisi, aynı zamanda disiplinler-aşırı bir sanatsal araştırma metodunun pilot çalışması olacaktır.

İnci Eviner

Barış Arman
Bilge Bal
Eli Bensusan
Fırat Yusuf Yılmaz
Gülsen Şenol
Ilgın Hancıoğlu
Şafak Çatalbaş

Fungistanbul
Ha Za Vu Zu

Koordinasyon:
Gizem Kozanoğlu

Atölyeler:

Arzu ve Şikayetler Korosu; Barış Arman
Ses [siz l i k] !; Bilge Bal
Eksik Şiir; Yeşil Külhani; Eli Bensusan
Filozoflar Zirvesi; Fırat Yusuf Yılmaz
Yaşayan Gazete: Velvele; Gülsen Şenol
Hasköy Anlatı Atlası; Ilgın Hancıoğlu
Hakhakhakhak Evrensessel Ritmo-Dans Mevzuatı: Bolbol Arazi!; Şafak Çatalbaş
Ritim Atölyesi; Kolektif

//

Co-action Device: Hasköy
1-2-3 July Hasköy Park
Workshops & Performances

Co-action Device: Hasköy is a participatory art project facilitating the involvement of volunteers and aiming to experience the different forms of being WE. The series of workshops and performances to be held in Hasköy Park will also serve as the pilot study of a transdisciplinary artistic research method.

İnci Eviner

Barış Arman
Bilge Bal
Eli Bensusan
Fırat Yusuf Yılmaz
Gülsen Şenol
Ilgın Hancıoğlu
Şafak Çatalbaş

Fungistanbul
Ha Za Vu Zu

Coordination:
Gizem Kozanoğlu

Workshops:

Choir of Desires and Complaints; Barış Arman
Speech [less ne s s] !; Bilge Bal
Missing Poem; Green Rogue; Eli Bensusan
Summit of Philosophers; Fırat Yusuf Yılmaz
A Live Newspaper: Velvele; Gülsen Şenol
An Atlas of Hasköy Narratives; Ilgın Hancıoğlu
Rightrightrightright Universatile Ritmo-Dance Legislation: Estates Galore!; Şafak Çatalbaş
Rhythm Workshop; Collective

sen, ben, medusa / haiku-kahkaha

09/05/2021

lol-01_600x336

kadınlar, kahkahalar, haikular…

bir kahkahaya karşılık bir şiir! sen, ben, medusa…

https://haikukahkaha.wordpress.com

haiku-kahkaha katılıma açıktır, bilgi almak için katılım formunu doldurup gönderebilirsiniz:

https://haikukahkaha.wordpress.com/contact

Billboard Istanbul 2020

08/10/2020

SafakCatalbas_Abdestbozan-Zuhur_Tapeworm-TheRise_FINA_web_02-600x332

Şafak Çatalbaş (TR) — Tapeworm – The Rise

About

BILLBOARD ISTANBUL 2020 is a two-week long exhibition in the public space of Istanbul that brings together and exhibit 115 Turkish, Moroccan and Nordic contemporary female artists and selected students from the Royal Danish Academy of Fine Arts in Copenhagenand Mimar Sinan University of Fine Arts in Istanbul. From October 5th-18th, 2020 the billboards will be full of photographic images by the female artist – raising awareness and encouraging public debates on gender issues, as well as bringing contemporary art to a wider audience of all genders and ages.

BILLBOARD ISTANBUL 2020 provides a more prominent, public site for very different stories and images than the advertising that dominates the streets of many cities worldwide. The project gives women the opportunity to express themselves on their own terms, and makes the city more open and creative city – for everyone. The aim is to build bridges between cultures and to challenge our ideas around urban space, gender and identity. The billboards are an important statement, making the work of women artists from Turkey, Morocco and Scandinavia visible.

CONCEPT AND PRODUCTION: The billboard project is the idea and concept developed by the Danish visual artist Hanne Lise Thomsen. Her art and projects focus primarily on dialogue with the surrounding society: the metropolis provides the platform for many of her projects. The complexity of cities, with their constantly changing atmosphere and multifaceted architectural spaces, is a key starting point and source of inspiration, and guides the overall choreography of each individual project.Thomsen has curated and realized BILLBOARD FESTIVAL CASABLANCA in 2015, the Billboard project WE ARE FROM HERE in Ramallah in 2012, and the citywide billboard project WOMEN2003 in Copenhagen and Malmö in 2003. The project is launched in collaboration with curator Lise Grüner Bertelsen and graphic designer Jeanne Betak. The current website was launched on September 18, 2020 and was developed by Ida Elisabeth Jensen.

(TURKISH)

BILLBOARD İSTANBUL 2020, 5 – 18 Ekim 2020 tarihleri arasında Türkiye, Fas ve İskandinav ülkelerinden ve Kopenhag’taki Danimarka Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi ile İstanbul’da Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden 115 kadın sanatçıyı kamusal alanda bir araya getiriyor. BILLBOARD İSTANBUL 2020, İstanbul’da seçilmiş noktalarda yer alan reklam panoları kadın sanatçıların fotoğrafları yoluyla toplumsal cinsiyet tartışmalarını teşvik etmek ve konuyla ilgili farkındalığı arttırmayı amaçlarken çağdaş sanatı tüm yaş, cinsiyetten ve farklı sosyal geçmişten daha geniş bir kitleye ulaştırmayı hedefliyor.

BILLBOARD ISTANBUL 2020, dünya üzerinde pek çok şehrin sokaklarına hâkim olan reklam dilinden farklı hikayeler ve imajlar sunuyor. Proje kadınlara kendi şartlarına göre kendilerini ifade etme fırsatı verirken İstanbulluları da açık ve yaratıcı olmaya davet ediyor. Kültürler arasında köprüler kurmak yoluyla kamusal mekân, cinsiyet ve kimlik konularını konuşuyor. Türkiye, Fas ve İskandinavya’dan kadın sanatçıların çalışmaları görünür kılan BILLBOARD ISTANBUL 2020 ile bu zamanlarda daha da çok ihtiyaç duyduğumuz enerjiyi kutluyoruz.

KAVRAMSAL ÇERÇEVE: Billboard projesinin fikri ve kavramsal çerçevesi Danimarkalı görsel sanatçı Hanne Lise Thomsen tarafından geliştirildi. Thomsen’in sanat pratiği ve projeleri öncelikli olarak toplumla diyaloga odaklanır ve metropoller birçok projesi için ideal platformu oluşturmuştur. Şehirlerin çok katmanlı yapısı, sürekli değişen atmosferleri ve çok yönlü mimari mirası önemli bir başlangıç noktası ve ilham kaynağı oluştururken her projenin koreografisine rehberlik eder. Thomsen, 2015 yılında BILLBOARD FESTİVALİ CASABLANCA, 2012’de Ramallah’ta BURADAN BURADAYIZ ve 2003 yılında Kopenhag ve Malmö’de billboard projesi WOMEN2003 küratörlüğünü yaptı ve gerçekleştirdi. BILLBOARD projesi küratör Lise Grüner Bertelsen ve grafik tasarımcı Jeanne Betak’ın iş birliği ile hayata geçirildi.

CONTRIBUTORS

BILLBOARD Istanbul 2020 is supported by: The Danish Arts Foundation’s Project Committee, the Nordic Culture Fund and DID (Det Danske Institut i Damaskus), Grosserer L. F. Foghts Fond, Royal Dansh Embassy in Ankara, Ernst B. Sund Fonden. Collaborators: Danish Cultural Institute/Füsun Eriksen, Country Manager/Turkey, Kentvizyon. Special thanks to: Visual artist Arzu Yayintas.

3C4B7660 copy_600x400

Şafak Çatalbaş (TR) — Tapeworm – The Rise
Billboard Location: Beşiktaş – Barbaros Bulvarı üzeri Darphane ışıklar yanı
Photo documentation: Zuhal Kocan

Yukarıda sis aşağıda toz bulutu / Up above was fog, down below was a cloud of dust

06/02/2020

up above poster_600x

Yukarıda sis aşağıda toz bulutu

31 Ocak – 29 Mart

Açılış: 30 Ocak Perşembe, 18:30

Sanatçılar: Sara Abri, Hedieh Ahmadi, Serminaz Barseghian, Şafak Çatalbaş, Didem Erbaş, Forough Fami, Ece Gökalp, Gözde İlkin, Ayfer Karabıyık, Gelareh Kiazand, Neda Razavipour, Setareh Shahbazi, Golnar Tabibzadeh, Merve Ünsal, Derya Yıldız

Proje Koordinatörü: Aysu Arıcan

Yukarıda sis aşağıda toz bulutu Anadolu Kültür yürütücülüğünde, görsel sanatçılar Golnar Tabibzadeh ve Merve Ünsal küratörlüğünde devam eden süreç odaklı bir proje.

Sanatçıların fikirlerini paylaşabileceği ve yeni iletişim ağları oluşturabileceği bir ortam yaratmak amacıyla oluşturulmuş olan Yukarıda sis aşağıda toz bulutu, yöntem olarak işbirliğine odaklanıyor. 15 katılımcı, Ekim 2019’da üç gün boyunca İstanbul’da biraraya gelerek coğrafi koordinatların kırılgan koşullarında işbirliği içinde çalışmanın ne demek olduğunu müzakere etmeye başladılar. Ocak 2020’nin son günlerinde tekrar biraraya gelecek olan grup, Depo’nun sergi alanı olarak kullanılan iki katına yerleşerek sergileme alanlarında kullanılan yöntem ve temsiller üzerine birlikte düşünecekler.

Bu süreç odaklı çalışmanın çıkış noktası birlikte iyileşme potansiyelleri. Araziyi beden olarak düşünürken yeri ve toprağı bedenin bir uzantısı olarak, bedeni de dahil eden bir şekilde hayal eden sanatçılar, mekânsal ve zamansal yapılandırmalarla ve bu yapılandırmaların dışında çalışmayı önemsediler.

Sanatçılar arasında oluşan diyalogların küçük evrenler oluşturarak başka yerlerdeki diyaloglarla ilişkilenme ihtimali projenin motivasyonlarından. Katılımcılar, coğrafi tanımları sahiplenerek beklentilerle birlikte, beklentilerin ötesinde var olmanın ne demek olabileceği üzerine birlikte düşünüyor.

Depo, iki ay boyunca bu sürecin kayıt, kalıntı ve yapılarına ev sahipliği yapacak. Yukarıda sis aşağıda toz bulutu, belirsiz zamanların topografisini sahiplenerek yakınlık ve cömertliğin mümkün olduğu anların gerçekleşebileceğine dair bir umut taşıyor.

Proje, Anadolu Kültür yürütücülüğünde, Goethe-Institut İstanbul ve Tahran’ın finansal destekleri ve Chrest Foundation’ın seyahat ve konaklama giderlerine desteği ile gerçekleştirilmiştir.

***

Up above was fog, down below was a cloud of dust

31 January – 29 March

Opening: 30 January Thursday, 18:30

Artists: Sara Abri, Hedieh Ahmadi, Serminaz Barseghian, Şafak Çatalbaş, Didem Erbaş, Forough Fami, Ece Gökalp, Gözde İlkin, Ayfer Karabıyık, Gelareh Kiazand, Neda Razavipour, Setareh Shahbazi, Golnar Tabibzadeh, Merve Ünsal, Derya Yıldız

Project Coordinator: Aysu Arıcan

Launched and organized by Anadolu Kültür, the project Up above was fog, down below was a cloud of dust has been curated by visual artists Golnar Tabibzadeh and Merve Ünsal.

Formulated as a context in which artists would be able to exchange their ideas and to foster networks of communication, Up above was fog, down below was a cloud of dust is a collaborative project. The 15 artists came together in Istanbul for three intense days in October 2019, negotiating what it means to participate collaboratively in the fragile circumstances of our respective geographic coordinates. The group will come together once again for a week in late January 2020 to settle into the two exhibition floors at Depo, discussing and working together to define and negotiate the methodologies and representations of an exhibition.

This process-driven group effort was initially launched with thoughts of mutual healing. In considering landscapes as bodies, considering the land as an expansion of the body including and involving the landscape, the artists have been dealing with the ever-slippery task of speaking to and outside of spatial and temporal constructs.

The connections forged between the artists are attempts to create microcosms of dialogue that could relate to and inspire dialogues elsewhere. Claiming geographic delineations as a strength, the artists have been seeking to work with and through expectations.

For two months, Depo will be hosting the records, remnants and artifacts of this process in an expanded definition of an exhibition. The project has hopes of appropriating the topography of the uncertain times to maybe achieve moments and situations of affinity and generosity.

The project is organized by Anadolu Kültür and realized by financial contributions of Goethe-Institut Istanbul and Tehran, and support of Chrest Foundation for travel, accommodation and subsistence related expenses.

bluebird1_600x900

View from the exhibition at DEPO, Istanbul
Şafak Çatalbaş, Blue Bird of Happiness, 2020
Photo credit: Kayhan Kaygusuz

İntergalaktik / Intergalactic

01/09/2019

invitation_anna_laudel_intergalactic_600x600

Anna Laudel, yeni sezona günümüz sanatçıları Beyza Boynudelik, Şafak Çatalbaş, Alper Derinboğaz, Emin Mete Erdoğan, Horasan, Ekin Su Koç, Ali Miharbi, Ali İbrahim Öcal, Özcan Saraç, Meltem Sırtıkara, Merve Şendil ve İrem Tok’un eserlerinden oluşan, İpek Yeğinsü küratörlüğündeki “İNTERGALAKTİK” sergisi ile merhaba diyor. Sergide on iki sanatçının resim, heykel, video, fotoğraf ve yeni medya gibi farklı disiplinlerden yapıtları yer alıyor.

“Türümüz adına heyecan verici bir çağda yaşıyoruz. Ay’ın karanlık yüzüne yolculuktan uzay turizmine; Güneş’e yaklaşma denemelerinden Mars’ta yaşam arayışlarına uzanan girişimlerimiz, görünenin ötesine bakmayı seçmiş bir avuç serüvencinin cesareti sayesinde Eski Dünya’yı Aydınlanma’yla buluşturan coğrafi keşifleri akla getiriyor. Ancak günümüzde gezegenimizin sınırlarının ötesine geçme arzumuz yalnızca iyimser bir meraktan değil; aynı zamanda bulunduğumuz yerin olanaklarını pervasızca tükettiğimizin ve artık onunla yetinemeyeceğimizin kaçınılmaz farkındalığından besleniyor. Bu iki uç arasında sürekli titreşen duygudurumumuz ise uygarlığımızın geleceğine yönelik birçok soruyu beraberinde getiriyor:

İklim değişikliğinin yaşamı her geçen gün daha ciddi şekilde tehdit ettiği; teknolojik ütopyaların yerlerini zalim robotlarla dolu distopya senaryolarına bıraktığı; her tür aidiyet duygumuzun hızla aşındığı çağımızda kurtuluşu uzayın derinliklerinde aramak, romantik bir hayal endüstrisi yaratmanın ötesine geçebilecek mi?

Evrendeki yerimizin yüzyıllardır anlatıldığı kadar önemli olmadığı gerçeğiyle yüzleştikçe artan kaygılarımız ve onların kamçıladığı hayatta kalma içgüdümüz, bizi sonsuzlukta kaybolup gitmekten kurtarabilecek mi?

Peki, ya yüzyılımızda bilim ve teknoloji adına tarihte emsali görülmemiş bir hızla katettiğimiz yol bizi evrimin bir üst basamağına taşımayı ve yeni coğrafyalarda yepyeni gerçekliklerle tanıştırmayı başarabilirse, sosyokültürel yapılarımız bundan nasıl etkilenecek?

İNTERGALAKTİK, çağımızın nabzını tutan, her biri farklı teknik ve kavramsal yaklaşımlara sahip bir grup sanatçının, uygarlığımızı dünyanın ötesine taşıyıp orada sürdürmeyi başarırsak bizi nasıl bir geleceğin beklediği sorusu karşısında ortaya koyduğu önermelerden oluşuyor. Toplumumuzun, varlığını farklı gezegenlerde, hatta belki de galaksilerde devam ettirecek temsilcilerinin kimlik üretme biçimleri, ritüelleri, birbirleriyle ve bu süreçte tanıştıkları diğer türlerle iletişim kurma yöntemlerinin nasıl dönüşeceğini; insan doğasının yeni bağlamına hangi olası yanıtları verebileceğini irdelerken, merkez-çevre, yakın-uzak, izleyen-izlenen, geçmiş-gelecek gibi güncel ikiliklere geosentrik olmayan bir tartışma alanı açıyor.” İpek Yeğinsü

16. İstanbul Bienali’nin komşu etkinlikler programı kapsamında gerçekleştirilmektedir.

Anna Laudel welcomes the new season with the group exhibition “INTERGALACTIC”, featuring works by contemporary artists Beyza Boynudelik, Şafak Çatalbaş, Alper Derinboğaz, Emin Mete Erdoğan, Horasan, Ekin Su Koç, Ali Miharbi, Ali İbrahim Öcal, Özcan Saraç, Meltem Sırtıkara, Merve Şendil and İrem Tok. The exhibition curated by İpek Yeğinsü presents twelve artists’ works from various disciplines including painting, sculpture, video, photography and new media.

“Our species is going through exciting times. Our initiatives ranging from journeying to the dark side of the Moon to space tourism; from attempts at approaching the Sun to the quest for life on Mars, are reminiscent of the geographic discoveries that brought Enlightenment to the Old World thanks to a handful of courageous adventurers choosing to look beyond the obvious. Yet, our current desire to reach beyond our planet’s boundaries is not only based on optimistic curiosity; it is also fueled by the inescapable realization that we have recklessly exhausted our resources at home, and that we can no longer content ourselves with them. Our mood constantly oscillating between these two extremes, on the other hand, brings about several questions regarding the future of our civilization:

In an age marked by climate change posing a growing threat to life every passing day, dystopian scenarios with cruel robots replacing technological utopias and all our feelings of belongingness eroding rapidly, will searching for salvation in deep space achieve anything beyond the creation a romantic dream industry?

Will our anxieties exacerbated by the awareness that our place in the universe is not as important as we have been told for centuries, and our consequently stimulated survival instinct, save us from vanishing into eternity?

And if the distance we have covered at a historically unprecedented speed with regards to science and technology in our century succeeds at carrying us upwards in the evolutionary ladder and introducing us to the newest realities in the newest places, how will our sociocultural structures be affected?

INTERGALACTIC presents the propositions by a group of contemporary artists with various technical and conceptual approaches in the face of the question of what the future will be like if we manage to bring and sustain our civilization beyond the confines of our planet. It explores the ways in which the identity building processes, rituals, inter and intra-species communication methods of our society’s future representatives might change once they settle in other planets or even other galaxies, and the potential reactions that human nature might produce in the face of this new and unfamiliar context. It offers a non-geocentric critical approach to contemporary dichotomies like center vs. periphery, near vs. far, the observer vs. the observed, and the past vs. the future.” İpek Yeğinsü

Realised as part of the 16th Istanbul Biennial’s neighbouring events programme.

Intergalactic_Installation_View_Anna_Laudel_67 copy_600x

View from the exhibition Intergalactic.
Şafak Çatalbaş, Morning Run, 2019
Courtesy of the artist and Anna Laudel Gallery. Photo by Kayhan Kaygusuz

Anlık Aydınlanmalar / Seans 1-2

31/07/2019

Gazete Kadıköy
Haber: Gökçe UYGUN

İKİ VAPUR ARASI SANAT!

Vapur iskelelerinde, katılımcıların bilerek vapuru kaçırdıkları performanslar düzenleyen sanatçı Şafak Çatalbaş, “Sosyal medya çağında hız bir tür garabete dönüştü. Buna karşı süzülmeyi öneriyorum; aciliyet diye dayatılan manipülasyon denizinde bir nevi hayatta kalma taktiği olarak süzülme…” diyor.

vapuriskele_haber1_600

“saat 19:19’da iskelede buluşalım. acele etmeden, aheste aheste. bekleme salonunda yerini al, sessiz ve hareketsiz, bekle. hep birlikte, bile isteye vapuru kaçırıyoruz.”

safak_profil_metro_600x

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’daki iki vapur iskelesinde yapılan sanat performanslarının çağrısı bu şekildeydi… Performansın adı ‘Anlık Aydınlanmalar’, düzenleyen sanatçı da Şafak Çatalbaş idi. Performatif ve iç gözlemsel süreçlerini oyunsu bir tavırla birleştiren performans, video, metin ve enstalasyonlar üreten bir sanatçı.

Çatalbaş, 18 Mayıs – 27 Temmuz tarihleri arasında Amerikan Hastanesi Operation Room’da gerçekleşen sağlık-hastalık, yaşam-ölüm bağlamında bedenle ilgilenen çalışmaları” bir araya getiren “etten, kemikten” adlı bir sergiye katıldı. Sergideki işiyle aynı adda 2 de performans yaptı. 17 temmuz’da Karaköy’deki Kadıköy vapur iskelesinde, 24 Temmuz’da da Kadıköy’deki Karaköy vapur iskelesinde gerçekleştirilen bu iki seansın için buluşma yeri ve zamanı önceden sosyal medya aracılığıyla duyuruldu. İsteyenler kayıt yaptırıp katıldı. İskele önünde buluşuldu ve birlikte içeriye girildi. Tamamen katılımcının deneyimine dayalı olan bu etkinlikte, Çatalbaş’ın sesli yönlendirmelerle rehberlik ettiği katılımcılar bekleme salonunda sessiz ve hareketsizce oturarak, gözleri kapalı halde iç gözlem yaptılar. Nefeslerine ve bedenlerine dikkatlerini getirdikleri meditatif bir çalışma olarak tanımlanabilecek bu seanslar, iki vapur arasındaki zaman kadar yani 20’şer dakika sürdü.

vapuriskele_haber2-600x

BİLEREK VAPUR KAÇIRMAK…

Performansıyla ilgili görüşlerini aldığımız Şafak Çatalbaş, ‘Anlık Aydınlanmalar’ isminin neye işaret ettiğini, “Bir anda ortaya çıkıveren zihinsel berraklık hali vardır, işte onunla ilgili. Yağmur sonrası ortaya çıkan bir salyangoz gibi…” benzetmesiyle anlatıyor. Çatalbaş neden iskeleleri tercih etini şöyle açıklıyor; “Vapur iskeleleri kimsenin uzun uzadıya vakit geçirdiği yerler değil. Hatta kelimenin tam anlamıyla ‘yer’ bile sayılmazlar, ancak bir yerden bir yere geçmek için beklediğimiz alanlar, ara bölgelerdir iskeleler. Bu ara bölgeler, ‘yok-yer’ler aynı zamanda kamusal alanlar tabii. Gerçekleştirdiğim seanslarda iç gözlemsel bir pratiği kamusal alana taşıyarak burası ve orası, karşı taraf ve bu tarafta, tam anlamıyla var olmak üzerine bir egzersiz yapmaktı amacım.”

vapuriskele_haber3_600x

“RAHATLA VE SÜZÜL…”

Çatalbaş, bu performansları gerçekleştirmedeki amacını da ““Zihinsel ve fiziksel olarak sürekli bir koşturmaca halindeyiz, hep arada, aslında hiç bir yerdeyiz ve bunu normalleştirmişiz. Randevular arasında son dakika haberleri alıyoruz, telefonlardan başımızı kaldırmıyoruz, ona buna cevap yetiştiriyoruz ya, bu sefer de koşturmak yerine bu geçiş alanında, kendi geçiciliğimizin farkındalığıyla kalalım, bile isteye vapuru kaçıralım…” sözleriyle aktarıyor. “Bu etkinlik aslında bir hatırlatma: “rahatlamayı hatırla” diyen Şafak Çatalbaş, “Sosyal medya çağında hız bir tür garabete dönüştü, çılgın bir akışın içindeyiz, birbiri ardına gelen, anında tepki bekleyen uyaranlarla çevriliyiz. Kendimize ait sandığımız her şey, bedenimiz, düşüncelerimiz, aldığımız nefes bile dev bir pazarlama ağına takılmışken ne yapabiliriz?” diye soruyor. Çatalbaş buna karşılık “Ben süzülmeyi öneriyorum; aciliyet diye dayatılan manipülasyon denizinde bir nevi hayatta kalma taktiği olarak süzülme…” diyor ve şu çağrıda bulunuyor; “Olanı olduğu gibi görebilmek için önce derin bir nefes al, karnını gevşet… Neyin acil olduğunu bu şekilde anlayabiliriz. Yeterince zamanımız var. Yeter ki panik olma. Rahatla ve süzülmeyi unutma…”

Fotoğraflar: Örsan Karakuş

http://www.gazetekadikoy.com.tr/kultur-sanat/iki-vapur-arasi-sanat-h14695.html

sergi / exhibition: “etten, kemikten” / “flesh and bone” / 18.05. – 27.07.2019 / operation room

17/06/2019

ettenkemikten_poster_600x

“etten, kemikten”
birinci sergi
18 mayıs – 27 temmuz, 2019, operation room

“etten, kemikten”, maddesel, tarihsel, toplumsal, kişisel türlü ilişkilenme ve etkileşim içinde yaşayan, yaşamı son bulan, hastalanan, iyileşen, güç kazanan, güç kaybeden bir var oluş olarak beden ile ilgilenen ve bedenli bir öznelliği tahayyül eden üretimleri bir araya getiriyor. alican şahinler, deniz gül, deniz pasha, iris ergül, joachim franz beich, kerem ozan bayraktar, laurie charles, linda dement, marina papazyan, nilbar güreş, pedro barateiro ve şafak çatalbaş’ın yapıtlarını kapsayan sergi, bedenin oluş, eyleme ve maruz kalma, etki etme ve etkilenme kuvvetlerini düşünmeye davet ediyor.

“etten, kemikten”, bedenin güncel kavranış biçimlerine eğilen sanatsal üretimlere yönelik araştırma ve sohbetlerden yola çıktı ve devam eden bu sürecin ilk sergisi olarak, bir araya getirdiği üretimlerle yeni diyalogları ve karşılaşmaları mümkün kılmayı arzu ediyor.

neoliberal kapitalizm, sağlığı, gıdayı, suyu, güvenliği, yaşamı, satın alma ve mülk edinme pratikleri içinde konumluyor. bilgi-iktidar ilişkileri bağlamında biyopolitik düzenlemenin araçlarından biri olarak incelenmiş “sağlık” kategorisi bugün piyasa ilişkileri içinde yeniden kuruldu. “etten, kemikten” pazarlanır, alınır satılır, patentlenir, kar edilir bir şey olarak yaşamın yeniden tanımlanması sürecinde, sanatsal üretimlerin canlılık, hayatta olmak, sağlık, hastalık, şifa ile ilişkilenme biçimlerine bakmaya davet ediyor. yaşamın ve bedenlerin, türsel ve maddesel özgüllükler bakımından ya da insan için sınıfsal, ırksal, cinsel de dahil, çeşitli açılardan farklılaşan kırılganlığını ve aynı anda güçlenmeye dair ısrarını ve potansiyelini bu üretimler üzerinden yeniden okumayı öneriyor.

sergi, bedene ve sağlığa dair tanımlamaların sömürgecilik, ırkçılık, cinsellik gibi pek çok bakımdan biyopolitik tahakküm mekanizmaları ve toplumsal normların inşasındaki tarihsel rolüne işaret ediyor. feminist eleştiri ve felsefenin bedeni kavrama biçimlerinin, dayanışma ve topluluk oluşturma pratiklerinin gücünü, bugün bedeni ve canlılığı düşünmek bağlamında sahiplenmenin imkanlarıyla ilgileniyor. yaşamın maddeselliğine bakarken, bedenlerin fizyolojiyle kapsanamayan boyutlarını işaret ediyor. insan olmayanın varlığına dair ihtimam ilişkileri bağlamında ekolojik adalet ve kamusal alanı düşünmeye dair sorular sorarken, yeryüzüyle, toprakla, bitkiyle, hayvanla, bakteriyle, karmaşık canlı cansız bir arada yaşama pratikleri içinde bütünsel bir sağlık ve şifa düşüncesinin imkanlarını irdeliyor. şimdi ve burada olmayan, henüz olmamış ya da çoktan varlığını yitirmiş olanla sorumluluk ilişkilerimizi ve bu ilişkiler bağlayıcılığında bir yaşamsal adalet fikrini düşünmeye davet ediyor.

“etten, kemikten” sanatsal üretimlere odaklanarak canlılık ve hayatta kalmaya dair sorular bakımından beden düşüncesine dair mücadeleler, söylemler, araştırmalar, dönemler, coğrafyalar, bireyler ve topluluklar arası çeşitli alanlarda hareket ederek dönüşen bir karşılaşma öneriyor. yan yana getireceği sanatsal üretimlerin, düşüncelerin ve eylemlerin, ilişkilenme biçimlerinin, araştırmaların performans, gösterim, konuşma, yayın ve başka sergiler gibi farklı biçimlerde açılmayı sürdürmesini arzu ediyor.

“etten, kemikten” kevser güler küratörlüğünde, amerikan hastanesi, operation room’da 18 mayıs’ta açılıyor. sergi 27 temmuz’a kadar devam edecek. sergi süresince detayları önümüzdeki günlerde duyurulacak sergi turları ve performanslar yanında, 15 haziran ve 13 temmuz tarihlerinde amerikan hastanesi konferans salonunda iki kamusal program gerçekleşecek.

“flesh and bone”
first exhibition
18 may – 27 july, 2019, operation room

“flesh and blood” brings together works that imagine an embodied subjectivity and engage with the body as a becoming that lives, expires, ails, heals, strengthens, withers through various material, historical, social, personal associations and interactions. the exhibition, which features works by alican şahinler, deniz gül, deniz pasha, iris ergül, joachim franz beich, kerem ozan bayraktar, laurie charles, linda dement, marina papazyan, nilbar güreş, pedro barateiro and şafak çatalbaş, invites the viewer to ponder the body’s powers of becoming, action and exposure, affecting and being affected.

“flesh and blood” started out with discussions and research on artistic productions that address the contemporary forms of perceiving the body, and as the first exhibition of this ongoing process, it aspires to enable new dialogues and encounters through the works it has brought together.

neoliberal capitalism positions health, food, water, security and life within the practices of buying goods and property. the category of “health”, which has been studied as a tool of biopolitical organization in the context of information-power relationships, is reestablished today in the framework of market relations. in the process of redefining life as something that is marketed, bought and sold, patented and profited, “flesh and blood” invites us to look at the ways in which artistic productions engage with vitality, health, illness, healing and being alive. it proposes a rereading of the fragility of life and bodies through these works, and at the same time reveals their insistence and potential to become stronger, all of which vary according to species and corporeal specificities and for human beings also in terms of various other aspects including class, race and sexuality.

the exhibition points at the historical role the definitions of body and health assume in the construction of social norms and biopolitical domination mechanisms such as colonialism, racism and sexuality. it is interested in the possibilities of espousing the power of feminist critique and philosophy’s forms of understanding the body, and practices of forming solidarity and communities in the context of thinking about the body and vitality today. while looking at the corporeality of life, it highlights the dimensions of bodies that cannot be comprised by physiology. while asking questions that make one consider ecological justice and public space in the context of care relations regarding the existence of the nonhuman, it investigates the possibilities of a wholistic notion of health and healing within practices of living together with earth, soil, vegetation, animal, bacteria, the living and the nonliving. it bids us to think about our relationships of responsibility with that which is not here now; with that which has yet to happen or has long perished, and in the context of these binding relationships about the idea of a justice pertaining to life and living beings.

focusing on artistic productions, “flesh and blood” proposes an encounter that transforms by moving across various fields among different eras, geographies, individuals, societies and struggles, discourses and research on the notion of the body in terms of questions on being a living being and survival. it anticipates these artistic productions, thoughts, actions, research and their forms of relating to one another to continue to expand in different forms such as performances, screenings, talks, publications and other exhibitions.

curated by kevser güler, “flesh and blood” will be opened on may 18 in operation room at the american hospital. the exhibition can be viewed through july 27. two public programs will be held at the conference hall of the american hospital on june 15 and july 13, and exhibition tours and performances will be organized throughout the exhibition, the details of which will be shared in the upcoming days.

SafakCatalbas_AnlıkAydınlanmalar_2019_600x450 copy

Şafak Çatalbaş, “Anlık Aydınlanmalar” / “Instant Enlightenments”, 2019
wall installation consisted of three videos and text on the wall.
“etten, kemikten” sergisi / “flesh and bone” exhibition, Operation Room, Istanbul

Exhibition: In the Blink of A Bird / Sis Collective / nGbK – neue Gesellschaft für bildende Kunst

21/12/2018

nGbK
neue Gesellschaft
für bildende Kunst

Exhibition
In the Blink of A Bird
Saturday, 27 April 2019 — Sunday, 02 June 2019
sis_poster
Adress:nGbK, Oranienstraße 25, 10999 Berlin
Open: Daily 12:00-18:00, Fri 12:00-20:00
Language(s): German, English
Entry: free
Organized by: neue Gesellschaft für bildende Kunst

The project »In the Blink of A Bird« was initiated by the artist collective Sis*. Working collaboratively, Sis negotiates themes of freedom of expression, bureaucracy, and immigration. In Turkey, print and radio media in particular are increasingly subject to regulations that restrict freedom of speech. To demonstrate the subversive potential of these media, the artists of the collective chose techniques from these fields for their work.

In May 2017, Depo Istanbul hosted the first exhibition of »In the Blink of A Bird«, a multimedia installation that included »Incoming Papers« (printed matter) and »HisTV« (video works). Unfolding between these two poles, the current exhibition at the nGbK integrates additional content by employing materials that have been gathered over the past two years. During this time, many people from Turkey have moved to Europe, and mainly to Berlin. Therefore, the notion of relocating is conceptually taken into account in the exhibition. For the nGbK, Sis developed new modules for their installation, like a wall newspaper and a printing press as well as the »Bureaucratic Application Anxiety Consultation Agency«. A new performance devised for this fictive agency, which offers to help newcomers navigate the bureaucratic jungle, will be presented to the public twice during the exhibition period.

*Sis is a collective of artists from Turkey founded in 2016 during a stay in the project space Apartment Project in Berlin. The increasing suppression of freedom of speech in Turkey forced the artists to work with indirect forms of expression. Since then, Sis has been exploring collective production. The collective is constantly shifting in size, and coming together in different constellations, with new members actively joining while others are stepping aside.

Sis Collective and collaborators:
Selda Asal, Özgür Atlagan, Birgit Auf der Lauer & Caspar Pauli, Fatma Belkıs, Berk Asal, Emre Birişmen, Savaş Boyraz, Şafak Çatalbaş, Onur Ceritoğlu, Ece Gökalp, Yasemin Nur, Gümüş Özdeş, Ceren Oykut, Melih Sarıgöl, Özlem Sarıyıldız, Sandra Schäfer, Nihan Somay, Gökçe Süvari, Berkay Tuncay, Merve Ünsal, Seçil Yersel & Özge Açıkkol
TheFirstPaperWorkers: Evrim Kavcar, Güneş Terkol
TheSecondPaperWorkers: Şahika Aslantürkiyeli, Hakan Öktem, Hüseyin Varaha
TheThirdPaperWorkers: Zümrüt Çavuşoğlu, Senem Denli, Özgür Erkök Moroder, Sina Muehleisen
Publication Editors: Erden Kosova, Umut Yıldırım
Incoming Papers Archive: Hera Büyüktaşcıyan, Didem Erk, Bengi Güldoğan, Gülsün Karamustafa, Evrim Kavcar, Komet, Göksu Kunak, Ali Miharbi, Sevgi Ortaç, İz Öztat, İrem Tok
HisTV Archive: İmre Azem, Mehtap Baydu, Elmas Deniz, Gaye Günay, Borga Kantürk, Evrim Kavcar, Zeynep Kayan, Ezgi Kılınçaslan, Artıkişler Kolektifi, Julia Lazarus, Lara Ögel, Azra Deniz Okyay, Florian Wüst

Message from SIS:
“Hellooooooooo! Are you having trouble with bureaucracy? Do you need a visa, a residency permit, or some funding, maybe? Are you tired of having your home space violated by immigration papers, recommendation letters, or project proposals? Do you find yourself thinking about alternative ways of production, in case you never get funding? Do you sometimes wonder how things would be, if you hadn’t left your previous home for Berlin? Do you wonder, at this very moment, what your friends are doing, knowing that you will be miles away from them at least for a while? Do you want to live the rest of your life free of the thought: “Dear Lord! Will I be able to get through it this time?” Do you want to put an end to that, once and for all? Well then, come and see us at nGbK. We are SIS, the world’s first and best Bureaucratic Application Anxiety Consultants EVER! Yes ma’am, yes sir, yes master, yes, yes, yes! So come on, we will FIX YOU UP with some good quality Bureaucratic Application Anxiety Therapy. In collaboration with our “Post-Truth Spa Center,” we will sing your papers and make a lovely song of your application. We will make a movie from the story of your papers. We will share your frustration about the application papers and, if necessary, scream our lungs out with you. We will show your papers love. We will show you papers like you have never seen before. We will even show you our papers. The place is full of papers. Oh, by the way: please don’t come with actual application papers when you come to see us. Don’t worry! We will provide you with everything you need—as far as we can.”

nGbK project group:
Berk Asal, Fatma Belkıs, Gümüş Özdeş, Kristina Kramer, Özgür Atlagan, Şafak Çatalbaş, Selda Asal, Yasemin Nur

Further Dates
26Friday, 26. April 2019, 17:30
Performance: In the Blink of A Bird (second rendition). By: Sis Collective
26Friday, 26. April 2019, 18:00
Performance: Operating the Hayal Machine. By Birgit Auf der Lauer & Caspar Pauli
26Friday, 26. April 2019, 19:00
Opening: Exhibition
26Friday, 26. April 2019, 21:00
Performance: Black on Black, By: Ceren Oykut & Fezaya Firar
30Tuesday, 30. April 2019, 13:00
Workshop: Newspaper Workshop, By: Sis Collective
30Tuesday, 30. April 2019, 18:30
Live program: HisTV Studio Session »Hands Off My Friend« with the group »Friends of Osman Kavala«
3Friday, 03. May 2019, 13:00
Recordings: HisTV Open Studio
4Saturday, 04. May 2019, 14:00
Panel: What’s Not Happening in Istanbul?
4Saturday, 04. May 2019, 16:30
Panel: Art At Stake / What are the limits of free expression for an artist?
4Saturday, 04. May 2019, 19:00
Panel: ›New Wave‹ Migration from Turkey: Displacement, Survival and Solidarity
14Tuesday, 14. May 2019, 13:00
Workshop: Newspaper Workshop, By: Sis Collective
14Tuesday, 14. May 2019, 17:00
Performance: Operating the Hayal Machine. By Birgit Auf der Lauer & Caspar Pauli
15Wednesday, 15. May 2019, 15:00
Recordings: HisTV Open Studio
15Wednesday, 15. May 2019, 18:00
Performance: Post Truth Spa Center – seance02, Von: Şafak Çatalbaş
18Saturday, 18. May 2019, 17:30
Workshop: Newspaper Workshop, By: Sis Collective
23Thursday, 23. May 2019, 13:00
Recordings: HisTV Open Studio
27Monday, 27. May 2019, 16:30
Lecture: Erinnerung und Vergessen in einem Bild: Strategien und Deklinationen des Bildes in totalitären Systemen. By Zeynep Sayın
28Tuesday, 28. May 2019, 18:00
Filmscreening: »Turkey on the Edge« by İmre Azem
1Saturday, 01. June 2019, 17:30
Performance: In the Blink of A Bird (second rendition), Von: Sis Collective
1Saturday, 01. June 2019, 18:00
Performance: Operating the Hayal Machine. By Birgit Auf der Lauer & Caspar Pauli

NO (B)ORDERS / KUNSTPUNKT BERLIN / Performance: Post Truth Spa Center – seance01

04/05/2018

NW-NB-KP-Flyer_web_1_600x300

NO (B)ORDERS is to be understood as a universal political outcry coming directly out of the project space art scene. It stands for an open worldview, the artistic recapturing of urban space, as well as the preservation of autonomy and diversity for project spaces and initiatives. Four internationally active project spaces and initiatives were selected through an open call for this exhibition, based on artworks that are clearly positioned against discrimination and repression, instead displaying ways forward toward communication and freedom. The group exhibition allows not only for an encounter with different forms of reflection and expression, but also offers a space for spontaneous art actions and further discussion.

Vernissage: Thu., 26.4.2018, 7 p.m.
Exhibition: 27.4. – 13.5.2018
Opening hours: Fr.-Su., 2-7 p.m. (Gallery Weekend: 27. – 29.4.2018)
Finissage: 13.5.2018

Organized by Netzwerk freier Berliner Projekträume und -initiativen e.V. with the friendly support by Senatsverwaltung für Kultur und Europa

stamp alive | Carola Rümper / mp43 – projektraum für das periphery; His TV | Sis Kollektiv / Apartment Project; All Over the Map | Artist Group Janzen/Sági/Torma; Choreography #2 | Stine Eriksen / iCollective

Screen Shot 2018-05-20 at 23.10.04_600x375 “Post Truth Spa Center – seance01″, a performance by Şafak Çatalbaş, was realised on 4th May 2018 at Kunstpunkt Berlin in the framework of the exhibition NO (B)ORDERS, within the program of His TV / Sis Kollektiv / Apartment Project.

PostTruthSpaCenter_seance01_pool_1_600x375 View from the performance “Post Truth Spa Center – seance01″, realised by Şafak Çatalbaş on 4th May 2018, Kunstpunkt Berlin.

Performance: pulsuz, mavi, iki // Kadın Yazısı / Feminaming Writing

21/03/2018

pulsuzmaviiki_600x600

Performance | Didem Erk&Şafak Çatalbaş | Pulsuz, Mavi, İki | March 14 | 20:00 |Women’s Library and Information Center Foundation

Istanbul Performance Art presents the performance of Didem Erk&Şafak Çatalbaş at Turkey-Sweden Literature Meeting (9-18 March 2018). We are honoured to be a part of Turkey’s first Festival of Women’s Literature.
Turkey’s first Festival of Women’s Literature takes place in collaboration with the Consulate General of Sweden, Mimar Sinan Fine Arts University Women’s Studies Research and Application Center, and the Women’s Library and Information Center Foundation. The festival to be held in 4 different venues between 9-18 March 2018 will host 10 panels, 6 readings / interviews, 3 round tables, 3 forums, 4 workshops, 2 performances and 1 exhibition, bringing together about 100 participants from Sweden and Turkey.
During these 10 days, various aspects of literature and gender-related issues will be discussed, and new works will be created during workshops. Events are open to the public and free of charge.
For more information: www.kadinyazisi.com

IMG-20180315-WA0003 copy_600x800

Şafak Çatalbaş – view from the performance “pulsuz, mavi, iki” (scaleless, blue, two) – Women’s Library and Information Center Foundation, 14 March 2018.

kadinyazisi_afis_600x600

Komşu Galaksiler / Neighboring Galaxies 15.09.-15.10.2017

01/09/2017

NeighboringGalaxies_600x812

Sanatçılar | Artists: Merve Şendil, Sümer Sayın, Şafak Çatalbaş
Küratör | Curator: İpek Yeğinsü

Galeri Bu, yeni sezonu Merve Şendil, Sümer Sayın ve Şafak Çatalbaş’ın “Komşu Galaksiler” grup sergisiyle karşılıyor. Küratörlüğünü İpek Yeğinsü’nün üstlendiği sergi, galaksilerin birbirleriyle olan ilişkilerine yön veren ve sosyopolitik evrenimizin dinamikleriyle ilginç bir paralellik gösteren kozmik yasalardan yola çıkıyor. Sanatçıların her biri, bu yasalara asi birer galaksi gibi meydan okuyor. Hem kendi merkezinde kalarak, hem de diğer sanatçı/galaksilerin alanlarıyla temas ederek, çarpışıp yok olmadan etkileşimin mümkün olduğu alternatif bir kozmos inşa ediyor.

Galeri Bu welcomes the new season with the group exhibition “Neighboring Galaxies” featuring works by Merve Şendil, Sümer Sayın and Şafak Çatalbaş. Curated by İpek Yeğinsü, the exhibition originates from those cosmic laws directing intergalactic relations that are interestingly similar to the dynamics of our sociopolitical universe. Both staying at her own center and slightly touching the other artist/galaxies, each artist challenges these laws like a rebellious galaxy, building an alternative cosmos where interaction without collision and destruction is possible.

Abdestbozan_galeri_performans_kare_600x600

Sergi açılışında gerçekleşen performanstan görünüm / “Abdestbozan Söylenceleri”, Şafak Çatalbaş, 2017
View from the performance at the opening / “Tales Of The Tapeworm”, Şafak Çatalbaş, 2017

POST-TRUTH SPA CENTER sunar: Omni-antenna ile Hissi Haberler Saati

16/06/2017

omniantenna_hissihaberlersaati_600x600

POST-TRUTH SPA CENTER
sunar:
Omni-antenna ile
Hissi Haberler Saati

Gerçekler korkunç derecede sıkıcıdır.
Post-gerçeklerse tatlı,
renkli, canlı, heyecanlıdır.

“Omni-antenna” sizi bütünüyle hisseder,
gerçekliği o anki ihtiyacınıza göre üretir
ve kulak okşayıcı bir ses tonuyla size fısıldar.

Post-gerçekler hisler yoluyla
hücrelere sızar,
hissedildikçe coşar,
coştukça daha hızlı koşar.
Sansasyon her yeri sarar.

Manyetik alanları algılama yeteneğiniz
Omni-antenna ile doruk noktasına ulaşır.
Omni-antenna bir uzvunuza dönüşürken,
anlık duyumlar beyninizi gıdıklar.
Şipşak haberler akar, akar, akar.

Performans: Şafak Çatalbaş / 16.06.2017 / 18.00 – 19.00
DEPO / Tütün Deposu Lüleci Hendek Caddesi No.12 Tophane 34425 İstanbul

“Post-Truth Spa Center” sis kolektifi / Kuşla Göz Arasında sergisi kapsamında Şafak Çatalbaş tarafından sunulan geçici bir rahatlama alanıdır. Sergi katılımcılarından Ali Miharbi ve Lara Ögel’in katkılarıyla zenginleşen bu alan, performatif bir spa, harika bir haberleşme mecrasıdır. Cazibedar ve şifalıdır. Mesajınız alınmıştır.

POST-TRUTH SPA CENTER presents:
Omni-antenna!

Truth is terribly boring.
Post-truth, however, is sweet,
colourful, lively, exciting.

Omni-antenna detects you,
creates whichever truth you need at the moment
and whispers it endearingly into your ear.”

Post-truth leaks into cells,
overflows when it is sensed,
starts running when it runs over.
Sensation spreads.

Your ability to perceive magnetic fields
reaches its climax with Omni-antenna.
As Omni-antenna becomes your limb,
Instantaneous sensations tickle your brain.
Breaking news flow, flow, flow.

“Post-Truth Spa Center” is a temporary relaxation space presented by Şafak Çatalbaş in the framework of the exhibition “In The Blink Of A Bird”. This space is a performative spa, a fantastic communication medium which is enriched with the contributions of the exhibition participants Ali Miharbi and Lara Ögel. It is charming and curative. Your message has been received.

Performance: Şafak Çatalbaş / 16.06.2017 / 18.00 – 19.00
DEPO / Tütün Deposu Lüleci Hendek Caddesi No.12 Tophane 34425 İstanbul

Omniantenna_performans_renkli_600x1068

From the performance / Performanstan görüntü / Photo credit: Ali Sarugan
Click here to watch the video documentation of the performance.
Performansın dokümantasyon videosunu izlemek için buraya tıklayınız.

Kuşla Göz Arasında / In The Blink Of A Bird

31/05/2017

intheblinkofabird_600x359

Kuşla Göz Arasında

27 Mayıs – 17 Temmuz 2017

Açılış: 26 Mayıs Cuma, 18:00
Performans: 19:00

“Kuşla Göz Arasında”, kolektif üretimin imkânlarını arayan, birlikte düşünmenin, hareket etmenin, yola çıkmanın, karar vermenin usûl ve yöntemlerini tartışan bir grup insanın, Apartman Projesi’nin ev sahipliğinde 2016 yılında başladıkları bir ortak çalışmanın ürünü.

Katılımcıları azalıp çoğalan ve ‘sis’ adı altında toplanan bu kolektif girişim; görünürlük, mevcudiyet ve söz söylemenin eski ve yeni araç gereçleri üzerine kafa yordu; bildiri, tutanak, yönetmelik, mektup, fanzin türünde matbuatı değerlendirdi. Karar vermenin, yargıya varmanın usûl ve yöntemlerine, bunlar etrafında üretilen söz kalıplarına, mekân düzenlemelerine baktı. Bugün ve bu coğrafyadan yola çıkarak ama sınırlar varsaymayarak şiddet ve dilsizleşmeyi düşündü. Baskı ve sansür dalgasının bugün üretilecek şeyleri ve söylenecek sözleri nasıl dönüştüreceğini sordu. Ortak bir gerçekliğin, olası bir ‘şimdi’nin üretimini ve birlikte hareket etmenin imkân ve imkânsızlıklarını tartışmayı sürdürmek istiyor.

Depo’nun ilk katında, teksir ve riso gibi basma ve çoğaltma araçları etrafında şekillenen “Gelen Kağıtlar” bölümü yer alıyor. İkinci katta ise çeşitli televizyon programı setlerinin tekrar üretildiği bir televizyon stüdyosu olarak kurgulanmış “Televizyon” bölümü bulunuyor. Serginin bu iki ana aksı şimdiye kadarki ortak çalışmaların ve davet edilen işlerin yanı sıra sergi boyunca da yeni katılımlarla genişlemeye devam edecek, yeni buluşmalara imkân verecek ve üretim sürecini görünür kılacak.

“Kuşla Göz Arasında”nın hazırlık sürecine bir de performans çalışması eşlik etti. Sergi kapsamında gerçekleştirilecek bu performans hem sergiyi şekillendiren soruların ve kaygıların, hem de usûl ve yönteme dair tartışmaların bir kaydını tutuyor. Performans metni el yapımı bir kitapçık olarak üretilecek ve serginin haritası gibi kullanılabilecek.

Kuşla Göz Arasında, Selda Asal, Fatma Belkıs, Şafak Çatalbaş, Elmas Deniz, Borga Kantürk, Evrim Kavcar, Sevgi Ortaç, Gümüş Özdeş, Gökçe Süvari ve Merve Ünsal’ın birlikte çalışarak düşünsel ve biçimsel altyapısını kurduğu, davet ve iştiraklerle genişleyen bir sergi.

Sergide Ali Miharbi, Artıkişler Kolektifi, Atalay Yeni, Azra Deniz Okyay, Bengi Güldoğan, Berk Asal, Burak Delier, Ceren Oykut, Didem Pekün, Didem Erk, Emine Ekinci, Ezgi Kılıçaslan, Florian Wüst, Göksu Kunak, Gülsün Karamustafa, Güneş Terkol, Hera Büyüktaşçıyan, İrem Tok, İz Öztat, Julia Lazarus, Komet, Lara Ögel, Mehtap Baydu, Merve Kılıçer, Nihan Somay, Onur Ceritoğlu, Özgür Atlagan, Özgür Erkök Moroder, Özlem Şimşek, pad.ma, Sasha Povzner, Sevim Sancaktar, Suat Öğüt, Sümer Sayın, Yasemin Özcan & Sena Başöz ve Yasemin Nur’un katkıları bulunuyor ve sürece yeni insanlar eklenmeye devam ediyor. Sergi süresince de eklenmeye devam edecek.

***
In The Blink Of A Bird

27 May – 17 July 2017

Opening: Friday 26 May, 18:00
Performance: 19:00

“In the blink of a bird” is the product of a collaborative work initiated by a group of individuals who pursue the possibilities of collective production, and reflect on the ways and methods of thinking, acting, departing and deciding together. The project which is hosted by the Apartment Project was launched in 2016.

This collective initiative, gathered under the title of ‘sis’ (Turkish word for ‘fog’) with the joining and disjoining of participants, has projected on the old and new tools and devices of visibility, presence and articulation, and perused printed material such as manifestoes, minutes, directives, letters and fanzines. They looked at the ways and methods of making decisions and judgments, as well as the verbal patterns and spatial arrangements produced around these ways and methods. Setting out from this day and this geography -yet disregarding borders- they reflected on violence and tonguelessness. They questioned how the wave of oppression and censorship will transform what is to be produced and said today. The collective seeks to continue to discuss the production of a shared reality, of a probable ‘now’, and the possibilities and impossibilities of collective action.

The section shown on the first floor of Depo is the “Incoming Papers” shaped around printing and reproduction instruments such as mimeograph and risograph. The second floor hosts the section entitled “Television” which is constructed as a television studio where the settings of various TV shows are reproduced. These two main axes of the exhibition will continue to expand throughout the duration of the exhibition with new participations adding to the current joint and invited works, will enable new encounters, rendering the production process visible.

The production process of In the blink of a bird was accompanied by a performance work. This performance, which will be featured as part of the exhibition, intends to keep record of the discussions on the ways and methods addressed, as well as the questions and concerns that shape the exhibition. The text of the performance will be produced as a hand-made manual that can be used as a map of the exhibition.

In the blink of a bird is an exhibition expanding through invites and participations based on the conceptual and structural basis constructed by Selda Asal, Fatma Belkıs, Şafak Çatalbaş, Elmas Deniz, Borga Kantürk, Evrim Kavcar, Sevgi Ortaç, Gümüş Özdeş, Gökçe Süvari, and Merve Ünsal.

Current contributors are Ali Miharbi, Artıkişler Collective, Atalay Yeni, Azra Deniz Okyay, Bengi Güldoğan, Berk Asal, Burak Delier, Ceren Oykut, Didem Pekün, Didem Erk, Emine Ekinci, Ezgi Kılıçaslan, Florian Wüst, Göksu Kunak, Gülsün Karamustafa, Güneş Terkol, Hera Büyüktaşçıyan, İrem Tok, İz Öztat, Julia Lazarus, Komet, Lara Ögel, Mehtap Baydu, Merve Kılıçer, Nihan Somay, Onur Ceritoğlu, Özgür Atlagan, Özgür Erkök Moroder, Özlem Şimşek, pad.ma, Sasha Povzner, Sevim Sancaktar, Suat Öğüt, Sümer Sayın, Yasemin Özcan & Sena Başöz, and Yasemin Nur, with new names adding in the course of the process and the exhibition.

intheblinkofabird_opening_performance600x1069

From the opening performance / Photo credit: Ali Sarugan

To Seminar / BAK, basis voor actuele kunst

24/02/2017

ToSeminar_foto_600x398

Design: Kummer & Herrman.

To Seminar
March 10–May 21, 2017

BAK, basis voor actuele kunst
Lange Nieuwstraat 4
3512 PH Utrecht
the Netherlands
Hours: Wednesday–Sunday 12–6pm

T +31 30 231 6125
info@bakonline.org

bakonline.org
Facebook

To Seminar—an exhibition evolving over time through a series of performative and discursive public meetings—inquires into the practices of learning about, with, and through art today. It asks how we can move beyond the present-day ramifications of the so-called educational turn in contemporary art and toward a collective pursuit of learning with a real relation to social praxis.

The project unfolds as a contemporary reading of philosopher Roland Barthes’ essay “To the Seminar” (1974). Engaging with the notion of the seminar—as a concept and as an intimate and complex practice—as something pivotal for learning today, To Seminar transforms the noun into a verb in an attempt to activate its “unpredictable rhythm,” proposing it as a tool for intervention into the settled practices of education today; in art and beyond. For what was once celebrated as the “educational turn” today turns far too often into either routine initiation into a knowledge economy or cognitive capitalism, or into the placatory emptying of the meanings of “knowledge production,” “community,” and “method.” If, like Barthes’ time of writing, ours is a present immersed in “a certain apocalypse in culture,” the true task of learning is not to normalize this present’s morbid symptoms as has become customary, but rather to collectively think through and act out alternative imaginaries. With artists, theorists, and other cultural practitioners, To Seminar reengages the three conceptual spaces that intersect when a seminaring takes place—institution/ transference/text—and seeks to recompose them into a balanced comradeship for renegotiating the conditions of the contemporary.

A series of public gatherings—performances, talks, screenings, etc.—takes place in the course of this exhibition-as-seminar:

Seminar: Sleeper
March 10, 2017, 5–7pm
Tiong Ang in collaboration with Heekyung Ryu, Kristina Országhová, Jan Yongdeok Lim, Robert Wittendorp, Ola Hassanain, Alejandro Ramirez, Winston Nanlohy, and Andrés Novo, on the occasion of the opening of To Seminar

Seminar: Institution
March 21, 2017, 7–10pm
İnci Eviner, Sara van der Heide, and Jan Verwoert, moderated by Marijke Hoogenboom

Seminar: Co-Action Device. I rather laugh
March 23, 2017, 7–10pm
İnci Eviner in collaboration with Sırma Öztas, Adnan Devran, Iris Ergül, Buse Aktas, Şafak Çatalbaş, and Ecem Sarıçayır

Seminar: Text
March 30, 2017, 7–10pm
Job Koelewijn, Falke Pisano, and Mick Wilson, moderated by Vivian Sky Rehberg

Seminar: Transference
April 6, 2017, 7–10pm
Tiong Ang, René Francisco, and Marquard Smith, moderated by Margo Slomp

Seminar: Art Works on Commission, Free
April 13, 2017, 5–7pm
René Francisco

Seminar: Education is what enables every person to judge for themselves what secures or endangers their freedom
April 18, 2017, 7–9pm
Jeremiah Day

Seminar: Reflection on Knowability
April 20, 2017, 7–9pm
Irit Rogoff, followed by a discussion moderated by Kitty Zijlmans

Seminar: Campus
May 18, 2017, 3–5pm
Sarah Pierce in collaboration with the students of DAI, Arnhem

To Seminar has been conceptualized by Henk Slager. Seminars are realized with contributions by numerous graduate art programs in the Netherlands and beyond. A publication will be published by Metropolis M Books in summer 2017. To Seminar has been made possible through the collaboration between BAK and MaHKU (HKU University of the Arts, Utrecht).

ToSeminar_coaction_600x900

Co-action Device: I rather laugh / performative workshops

Imago Mundi – Mediterranean Roots / exhibition in Palermo, Italy

20/02/2017

invito_imagoMundi_600x500

Istanbul_Codex_Cover_600x500

emotional citizen_600x500

Şafak Çatalbaş / Emotional Citizen, 2015 (Imago Mundi / Istanbul Codex Collection)

Imago Mundi – Luciano Benetton Collection
Mediterranean Routes
3,500 artists, 21 collections, 19 countries: an unprecedented creative portrait of a sea and its peoples

Palermo, Zisa, Zona Arti Contemporanee
18th February /10th March, 2017
 
Treviso, February 2017. The Mediterranean Sea, an ancient crossroads of civilizations, cultures and histories. Dedicated to the peoples of this common space, “Mediterranean Routes” is an exhibition of Imago Mundi collections from the 19 countries bordering the Mare Nostrum, on display in Palermo from 18th February to 10th March as part of the Biennale Arcipelago Mediterraneo at Cantieri Culturali Alla Zisa – Spazio Zac – Zona Arti Contemporanee.
 
The waters of the Mediterranean, navigated since ancient times by fishermen, merchants, soldiers and explorers, are a place of meeting and intersection, fusion and socialization, synonymous with prosperity and openness for the civilizations born on its shores, and for those nearby, who turn their gaze to the sea.

Imago Mundi has chosen to dedicate this new exhibition to the Mare Nostrum (Our Sea, as the Mediterranean was known to the Romans), whose ‘our’ aspires to be an expression of belonging on the part of all nations who share this sea, this cradle of Western civilization: from the Middle East, with Palestine and Israel, Syria and Lebanon, to the African coast, with Egypt, Libya, Tunisia, Algeria and Morocco, crossing Europe from the far west of Portugal to Greece and Turkey through Spain, France and Italy, with a focus on Campania and Sicily, and beyond, through Albania, Montenegro, Croatia and Slovenia.

The exhibition offers an unprecedented and original contemporary insight into this area with the sea at its heart: the 21 collections, almost 3,500 artworks by as many artists, collectively explore new routes across this sea which in recent decades has also become a barrier, identified with tragedy, despair and death.

The show includes the exhibition “Shame and Soul”: British photographer Giles Duley and Syrian illustrator Semaan Khawam, exiled in Lebanon, both present in their respective Imago Mundi collections, dialogue with each other through their own art. A video-documentary traces the highlights of their meeting, which took place in Beirut in January. Their story becomes a symbol of how no barriers exist between humans, when hearts beat as one. “Mediterranean Routes” thus proposes a comprehensive picture of the Mediterranean Sea, which, despite the dramatic events of our times, still wishes to be a constructive symbol of hope, opportunity, future and beauty.

Imago Mundi is the non-profit contemporary art project promoted by Luciano Benetton: artists from around the world, established and emerging, take up the challenge of the same medium, a 10×12 cm canvas; to date 20,000 artists from 120 countries, regions and peoples, have become involved in the project. The result is a mosaic of stories, passions, dreams, actions and contradictions, where each work lives by its own light but at the same time is part of a global image.

MEDITERRANEAN ROUTES
Cantieri Culturali Alla Zisa – ZAC – Zisa Zona Arti Contemporanee, Via Paolo Gili, 4
From 18th February to 10th March, 2017
Tuesday-Sunday 10am-6pm
Free admission

VIDEO-DOCUMENTARY SCREENING
Cantieri Culturali Alla Zisa _ Cinema de Seta
19th February; 6pm
Free admission

For more information:
Imago Mundi External Relations
martina.fornasaro@imagomundiart.com / +39 338 623 3915
barbara.liverotti@fabrica.it / +39 51 0422 5372
www.imagomundiart.com

Blow Up: Kavunu Gördüm

02/01/2017

Görsel_kavun_600x400Performative exhibition / SALT Galata, 20-23 April 2017 Performatif sergi / SALT Galata, 20-23 Nisan 2017 Actants // Eyleyenler: Aslı Narin, Didem Erk, Elif Süsler, Şafak Çatalbaş

Kavun bütün zamanlara tanıklık eder. Gündeliğin şimdiliğini geniş zamana açar. Bütün zamanların aynı anda var olduğunu hayal eder. Ütopik/distopik bir şimdidir onun hikayesi. Yüzlerce çekirdeğini mekana yayar, üç odaya dört sanatçı düşer. Elif Süsler, gündelik hayatın bir kahramanlık hikayesine dönüşme olasılığından yola çıkar. İki boyutlu düzlem gittikçe bulanıklaşır. Birbirine paralel ilerleyen hayatlar bütünde kaybolmaz, ama ne kadar büyür? Mekan bir kurgu haritasına dönüşür. Birbirinden habersiz bulanık karakterler giderek birbirlerine bağlanırlar. Çoklu bir mekan ve zamanı barındıran bir olay örgüsü mekanı kaplar. Kurgudaki kopuklukları tamamlamak içinse eyleyen devreye girer, kavunun gördüğü kahramanları taklit ederek örgüyü tamamlar. İki nokta arasındaki en uzun ve en kısa mesafe, iki hikaye, iyi ve kötü, yalnız ve beraber, orada ve burada. Şafak Çatalbaş şehirde bir kavunla birlikte gezmektedir; evcilleştirilen tohumların en eskilerinden olan yol arkadaşının tüm zamanlar boyunca sınırsızca topladığı seslerden ayırt edebildiklerinin kaydını tutmaktadır. Durum her neyse acildir, zaman şimdidir. Rastlantısal bir veri akışında, parçalı-kusurlu bilgilerin ve belleğin performatif doğasının yardımıyla başka diyalogların tohumları atılır. Tohum ebedi, hareket sürekli, mevcudiyet el yakıyor: Gündelik hayatın akışı içinde başka bir akışı görünür kılmak mümkün mü, ya da Babil Kulesi’nden atlayan kavunların torunları şahit sayılır mı hala, sessizliğin zamanından çalınan konuşmalarla bir avuç dolar alınır mı? Canlılık zincirine kaynak yaparak bütün bilgiye, çekirdeğin bilgisine ulaşılabilir mi, bir anlığına da olsa? Kavun, bir grup insan tarafından elden ele dolaştırılarak ne kadar yol katedebilecek, bunca yıl biriktirdiği sesleri neye dönüştürecek, sessizlik mi yoksa hareket mi bilgiyi üretecek? An be an değişen duyumlar, sergi mekanında izlenebilecek mi? Didem Erk’in masasında ise boş bir beyaz sayfa herşeye dönüşmeye hazırdır. Bedenini kalem olarak gören Erk’in sayfalarına zamanla harfler dolmaya başlar, “Bir Rüyanın Sonu” İstanbul’da değişmiş olan mekanlara ve İstanbul’u terk etmiş insanlara gönderilmek üzere hazırdır. -Sevgili Serkildoryan, Sevgili Kelebek Korse, Sevgili Libraire de Péra-mektuplar masanın üzerinde, sözcüklerin izlerinin olduğu siyah karbon kağıtları da duvarda birikmeye başlar. Mektupların göndereni, alıcısı ve adresi noksandır. Sadece zarfın üzerinde geçmiş ve gelecekten tarihler bulunmaktadır. Yazar masada yazdığı mektupları belli aralıklarla mekana okumaktadır, şehirden kavunun topladığı fısıltılar performatif bir bilinç akışı ile önce harflere sonra seslere dönüşmeye açıktır. Mekanın sesi ve zihinsel mekan arasında gel-gitler yaşanır. Aslı Narin, kavunun ve sanatçı arkadaşlarının kavun ile beraber geçmişte ve şimdide tanık olduklarını ele alarak geleceğe yeni bir kavun fikri bırakma görevini üstleniyor. İnsanların tek bir dünya hayalinin yavaş yavaş çöküyor olması, göçmek için yeni gezegenler aramaları, yapay zeka ile süper-insan yaratma çabaları bu kavunun planlarında yer alacak mı? Aslı, geleceğin kavununun planını Şafak, Elif ve Didem’in topladıkları ile bir sanatçı kitabına dönüştürürken bir yandan da kavun çekirdeklerinin seslerinden geleceğe yollanmak üzere yeni bir ses kompozisyonu üretecek.

blowup_kavunugordum_600x400 “Blow Up: Kavunu Gördüm” / Kör Kavunun Rüyası (Dream of the Blind Melon) / Performans, 4. gün